YUKARI ÇIK

Kaç Kişi Online

11 Ağustos 2017 Cuma

Çay Edebiyatı


Çay üzerine söylenmiş nice güzel söz var ve çay sayesinde söylenmiş niceleri. Edebiyatın hep çayla bir bağı olmuş yani. Şiirlere dökülmüş bazıları. Bazılarıysa duvarlara taşmış. Hep peşinden gitmiş edebiyatın. Kimi zaman çaktırmadan yaklaşmış kimi zamansa olayların başkahramanı olarak yer almış. Kendini kabul ettirmiş bir şekilde. Zaten samimi geliyormuş insana. O yüzden çok sevilmiş. Sevildikçe içilmiş. İçildikte çoğalmış samimiyet. Sonra işte çayyaşlar oluşmuş. Çayı çok sevenler derneği. Onlar birtakım sözler söylemiş. Çok güzel sözler. Çay üzerine. Afiyet olsun hadi.

1 Ağustos 2017 Salı

Bloga Resimli Devamını Oku Butonu Nasıl Eklenir?


Evvet, bugün blog tasarımınız için oldukça faydalı bir içerik paylaşacağım. Herkese hitap etmesi açısından da elimden geldiğince sadeleştirerek yapacağım bunu. Daha önce de blog ipuçları etiketiyle paylaştığım sade anlatımlı bir gönderim vardı ve oldukça ilgi görmüştü. O yüzden ara sıra da olsa çeşitli ipuçlarıyla sizlere yardımcı olmayı düşünüyorum artık. 

Bugünkü konumuz şablonumuza resimli devamını oku butonu eklemek. Bu, görsel açıdan blogumuzu iyileştirebilecek basit bir ipucu sadece. Şöyle ki; klasik devamını oku yazısı yerine birkaç küçük değişiklikle resim ekleyeceğiz. Bunu blogumuza uyguladıktan sonra da atlama aralığını kullandığımız her gönderimizde bu devamını oku butonu çıkacak. 

28 Temmuz 2017 Cuma

müsait bi yerde


aşk karnını doyurmaz.
anca karnını guruldatıp,
toplum içinde eder seni rezil.
hiç bakmadın mı bu meretin yan etkilerine?
yazıyor arkasında küçük küçük harflerle.
ben de okumadım ama çok duydum.
günde üç öğün iştahsızlık yapar dediler.
ama acı biber yiyesin gelebilirmiş dikkat et.

aşk kalbini dağıtır.
apartmanlar diker önce her boş köşene.
sonra tüm odalarına saldırır.
eşyalarını yerlere saçar sebepsizce.
kapılarını da açık bırakır bile bile.
ara sıra üşümen bundandır işte.

18 Haziran 2017 Pazar

Altını Çizdiklerim: KafkaOkur 17.Sayı


❝Bir defter al kendine. Küçük bir defter, cebe sığacak büyüklükte. Herkes yazar olmak zorunda değil ama herkes yazmak zorunda. Kin biriktirip yarına bugünün rezaletini aktarmak için değil. Bugünün gürültüsünden kaçmak için değil. Dünü aklına kazıyıp durmak için de değil. Devam ettiğini kendine göstermek için yaz. Devam edeceğini yaz o deftere. Çünkü ceylanlar, balıklar ve yırtılan tomurcuklar bu bilgiyle devam ettiriyor dünyayı. Onlardan geri kalma.

Yaz şimdi büyük harflerle. Devam!
Ağır ağır insan olacaksın.
Yazdıkça daha çok.
Önce bir defter al kendine.❞

11 Haziran 2017 Pazar

Ünlü Benzeşmeleri


Son zamanlarda herkes birbirine benzer oldu. Ben ki insanları benzeştirmekte zorlanan biriydim, şimdilerdeyse ikizini bulmadığım insan kalmadı. Hey, ikizinizi mi bulmak istiyorsunuz? Evet, doğru yerdesiniz. İkizimi bulacağım da ne olacak demeyin. Siz bu insanlara ikiz değil de dublör gözüyle bakın. Belki de ileride ünlü olursunuz. Belli mi olur canım. Hayat bu sonuçta. Şey ücretler peşin bu arada. Pazarlık yapılır. Öğrenciye de indirim var. Müessesemiz klimalıdır, içkisizdir ve aile salonumuz bulunmaktadır. Gelin bir çayımızı için, tanış olalım.

Önce kendimle ilgili kısmı anlatayım size. Geçenlerde kardeşimin okuluyla geziye gitmiştim. Orada bir veli birden bire bana sen bir dizi oyuncusuna çok benziyorsun dedi. Aaa dedim kime benziyorum ki ben. Vallahi dedi kadın hangi dizi olduğunu şimdi hatırlayamıyorum ama bayağı benzettim. Eh be abla be meraktan öldürecek misin sen beni. Bir de tekrar tekrar dönüp gerçekten çok benziyorsun demez mi. Öğrenemeden döndüm eve. 

5 Haziran 2017 Pazartesi

Black Mirror İlk Bölüm Analizi


Black mirror izlemeye başladım. Çünkü neden eksik kalsın ki. İlk bölüm fena değilmiş hem. İzlemeye devam edeceğim mutlaka. Verilmek istenen mesaj da iyi zaten. Teknolojinin bizi nasıl esir aldığı. Her bölüm farklı oyuncular farklı konu ama mesaj aynı olacakmış. İlk bölümde o mesajı aldım almasına da biraz boşluklar vardı sanki. Gözden kaçmayacak ama pek mühim de olmayan boşluklar. O yüzden bende ilk bölüm için kendi çapımda biraz analiz yapayım dedim. Elbette spoiler içeriyor olacak. İzlemeyenler ve izlemek isteyenler daha sonra şey yapsınlar. Sonra vay efendim tadı kaçtı niye böyle oldu falan demesinler. Hahaha.

İlk sezon ilk bölüm diğerlerine göre biraz farklıymış galiba. Mesela daha gerçekçiymiş. Zira black mirror distopik bilim kurgu hikayelerini anlatan bir dizi olarak tanıtılıyor. Bir de diğer bölümlerle ilgili bazı görsellere de denk gelince ben de bu düşünceye katıldım. İzlemeye devam ettikçe öyle olup olmadığını anlarım artık. Şimdi gelelim ilk bölümde işlenen olaya ve benim gereksiz yorumuma.

20 Nisan 2017 Perşembe

Hikaye: Papatya Adam


Çok karakteristik bi yüzün var dedi bana. O da ne demek şimdi dedim. İyi bir şey midir lan acaba diye de düşünüyorum bi yandan. Tabi ona lan demiyorum. Kibar olmaya çalışıyorum elimden geldiğince. Hatta oturdum masaya anlaşma yaptım kullandığım tüm o argo sözcüklerle. Pahalıya patladı bana. Ama belgin için değer be dedim. Yeter ki istesin her sözleşmenin altına atarım imzamı. Öyle bir kadın işte belgin. Sarhoş eder adamı. 

Sorduğum soruya verdiği ilk yanıt gülümsemek oldu belginin. Pek güleryüzlü bir kadındır o. İnsanı yüreğinden yakalar gülüşleri. Zamandır mekandır falan önemi kalmaz o an hiçbir şeyin. Hoop bilader ben kimim ya kıvamına gelirsin. Abartmıyorum iki gözüm önüme aksın ki. Siz bi tanısanız belgini anlarsınız ne demek istediğimi. Sahi ya oturalım mı bir akşam rakı masasına. Şarkıya türküye de gerek yok. Belgin güler biz içeriz. Ne dersiniz?

2 Mart 2017 Perşembe

Otobüs Muhabbetleri


Bazen otobüste çok ilginç diyaloglara şahit oluyorum. Kulak kabartmadan da edemiyorum ilgimi çekince. Geçen gün de oldu bi tane. Arkamda iki kız oturuyor. Bi tanesi sevgilisinin dedikodusunu yapıyor öteki kıza. Dün sabah günaydın yazmış sevgilisi. Bir saat sonra da seni çok seviyorum yazmış. Neden durduk yere seni çok seviyorum demiş acaba bir şey mi varmış diye merak ediyor kız. Üst üste mesaj atmazmış öyle zaten. Niye bir saat sonra yazmış ki hem. Baya işkillendi kız.

23 Şubat 2017 Perşembe

Yeni Gezegenler


Nasa dünyaya benzeyen yedi yeni gezegen keşfetmiş. Üçü yaşanabilir bölgedeymiş. Vay canına. Google amca da doodle hazırlamış hemen. Öyle farkettim ben. Tıkladım ayrıntıları okudum şimdi. Pek heyecanlandırmadı beni. Bir yıldızın yörüngesindeymiş bu keşfettikleri gezegenler. Yıldız da güneş sistemine benzer yapıdaymış. Hmm. İşte gezegenlerden üçü de bu yıldıza yakınmış. Yani hayat bulunma ihtimali yüksekmiş. Diğer dördü biraz uzakmış bu yıldıza. Çekiniyorlar herhalde yıldız kardeşten. Ama onlarda da olabilirmiş hayat. Yakından incelenmeleri gerekiyormuş. Hatta belki bu yıldızın yörüngesinde daha başka gezegenler de olabilirmiş. Hey maşallah.

16 Şubat 2017 Perşembe

Mim - Mcdrgnblggr


Sevgili Mcdrgn şahane bir mim hazırlamış. Görünce kendi kendimi mimledim hemen. Bir de güzel mi güzel bir davetiye yapmış kendisi. Bayıldım! Sorular da tam benlik zaten. Başlıyorum derhal.

11 Şubat 2017 Cumartesi

Altını Çizdiklerim: Kafa Dergisi Şubat Sayısı


“Yalnızlığın yaratıcı gücünü tanımayanlar, kendileriyle hiçbir zaman tanışamazlar.”

“Bütün kuşatmalara karşı silahsızlanıp ölümü göze alışım bir madalya gibi göğsümde duruyordu. Bütün ordularımı kendi ellerimle dağıtmıştım. Silahlarımı yılgın aşıklar mezarlığına bırakıp sırra kadem basmıştım. Beni anlamayanlar ordusu içinde tek anlayacak gibi durandın sen. Bütün teslimiyetim sadece bunaydı.”

7 Şubat 2017 Salı

Yok Böyle Kafa!


Öğrenciler ikiye ayrılır: Okulun ilk haftasını ekenler ve ekmeyenler. Ben tabii ki ekmeyenler grubunun başını çekiyorum halay çeker gibi. Sevimsiz bir pazar günü İzmir'e veda edip geliyorum Muğla'ya. Hep aynı yer, aynı senaryo, aynı oyuncular. Sevimsiz pazar, ben, pamukkale otobüsü ve valizim. Hayır bu bir sitem değil. Sadece zorunlu seyahatler içimi bunaltıyor. Zaten tatil kafasından okul kafasına da geçemedim henüz. Çünkü kafam öyle bir ağrıyordu ki değil okul dünya umurumda değildi. Yine de dünkü derse gittim ama fazla dayanamadan çıktım geldim eve. Biraz uyudum, kendime gelir gibi oldum. Gelemedim. Gece uyuyana kadar da kafamı terketmedi o lanet ağrı. Onun yüzünden bu sabahki dersimi de ekmek zorunda kaldım uykumu alabilmek için. Neyse ki iyiyim şimdi. Sadece kafalar arası bir geçiş krizi yaşıyorum o kadar.

2 Şubat 2017 Perşembe

Müze Yazılarım


İzmir'de ne yazık ki bir avuç kadar müze anca var. Ben de 2015 yazında birkaçını gezip sizler için derlemiştim. Kendim hazırladım diye demiyorum ama çok da eğlenceli olmuştu. Tabii o zamanlar bloggerda yeniydim. Pek gelip gidenim yoktu. Bende zaten öyle bir beklenti de yoktu. Yeniyim ya yol yordam bilmiyorum sadece yazıyorum. Baya vakit harcağımı hatırlıyorum o müze yazıları için. Özellikle fotoğraflar uğraştırmıştı beni. Ama çıkan sonuçtan gayet memnun kalmıştım. Tekrar müze gezileri yapıp fotoğraflar çekmek istiyorum. Sonra bunları güzel bir yayına dönüştürmek.... İlkbahar gelir gelmez bu işe el atacağım. Müze olmasa da çeşitli gezi yazıları yazmak istiyorum. I AM READY! COME ON SPRİNG!

30 Ocak 2017 Pazartesi

Biraz Sohbet ve Blog Tanıtımı


Gece iyi uyuyamadım nedendir bilmiyorum. Sabah da erken kalkmak durumundaydım çünkü ders seçimim vardı. Seçmeli derslerin kontenjanı sınırlı olduğundan kapan alıyor gibi bir durum var ortada. Ben de hızlı davrandım haliyle. Bir tane üstten ders ile yaz stajını seçtim extra olarak. Belediyede yaparım diye düşünüyorum stajımı. Umarım güzel olur.

25 Ocak 2017 Çarşamba

Tatil Kafası


Sanki yıllardır yazmıyormuşum gibi geldi şu an. Sevdiğim şeylerden biraz uzak kalınca hep öyle gelir zaten bana. Bir de iki haftadır tatildeyim hani ben. Bol bol yazmayı düşünüyordum. Anca keyfim geldi. Açıkçası pişman da değilim bu durumdan. Kitaplara ve spora adadım kendimi tatil başladığından beridir. Yarım kalan dizilerimi de ihmal etmiyorum. Bir yazmak gelmemişti içimden. O da an itibarıyla geldi. Hoşgeldi!