YUKARI ÇIK

Kaç Kişi Online

25 Ekim 2016 Salı

The Walking Dead 7.Sezon Başladı


Nihayet the walking dead yeni sezona merhaba dedi dün. Ama öyle bir giriş yaptı ki darmadağın etti izleyenleri. Tabii en başta beni. Burnumu çeke çeke izledim. Hala da etkisindeyim. Ağlamaya meyilli bir ruh hali. Bu hafta böyle yaslı geçer. Glenn için lokma döktürüp mevlüt okutacağım utanmasam. O kadar yani. (Geri dön glenn!)

15 Ekim 2016 Cumartesi

Hikaye: Tuhaf


İşten eve dönüyorum. Aylardan ekim ama güneş hala yakıyor. Oflaya puflaya yürüyorum sokakta. Kaldırımın kenarında yavru bir kedi görüyorum. Gözleri hafif aralık. Sıcaktan mayışmış gibi. Derken elimdeki anahtarı düşürüyorum kedinin üstüne. Tepki vermiyor. Eğilip anahtarı alırken öldüğüne emin oluyorum. Evimin kedisi ölmüşcesine bir hüzün çöküyor içime. Orada az daha kalırsam ağlayacağımı bildiğimden hızlı adımlarla yürüyorum eve doğru. Bakışlarımı da sol tarafımdaki çiftliğe doğru kaydırıyorum. Bir horoz giriveriyor kadrajıma. Sert sert bakıyor bana. Hatta nefretle. Ürküyorum. Yanlış olan bir şeyler var sanki. Kaskatı duruyor bu horoz. O minik kedi gibi. Hayır ölmüş olamaz. Ayaklarının üzerinde duruyor. Aklıma ilkokuldaki 'tıp oyunu' geliyor. Hani öğretmen 'tıp' dediğinde donar kalırdık ya onun gibi donmuş kalmış bu hayvancık da. 

Kafamı kaldırıp bulutlara bakıyorum. Kafam her karıştığında yaptığım gibi. Ama bu sefer pek yardımcı olmuyor bulutlar. Ani bir yağmur başlıyor. Kafamı eğerek yürüyorum. Anında sırılsıklam oluyorum ama yerde bir yağmur damlası bile yok. Ne tuhaf gün! Normal bir şeyler duyma umuduyla arkadaşımı aramayı düşünüyorum. Elimi cebime götürüyorum. Cebim yok! Oysaki cepli bir pantolon giydiğime ve telefonumu cebime koyduğuma eminim. Ayaklarıma bakıyorum. Bir gariplik yok. Daha büyük adımlar atıyorum. Artık eve ulaşmak ve tüm bu tuhaflıkların dışında kalmak istiyorum. Etrafıma bakmamaya gayret ederek yürüyorum. Ama köşeyi döndükten sonra işler değişiyor. Karşımdaki yaşlı ağaca bakmak için karşı konulmaz bir istek duyuyorum. Çünkü çocukluğumun ilk uçurtması bu ağacın dallarına takılı kalmıştı. Ve bu ağacı her seyrettiğimde aslında çocukluğumu seyrederdim. Maalesef bu defa öyle olmuyor. Sadece büyük bir boşluk görüyorum. Uçurtmam, çocukluğum, gitmiş. İyice yaklaşıyorum ağaca. Kızgınım ama kızamıyorum. Bi hayli üzgün ve korkmuş görünüyor çocukluğumun ev sahibi. Gövdesini okşuyorum usulca. Gözyaşları elimi ıslatıyor. Yaşları dinene kadar okşamaya devam ediyorum. Sonra oturup sarılıyorum. Saatlerce kalıyoruz öyle. Sessizliği bozup gerçeği ilk kabullenense o oluyor. 'Artık yalnız ve yaşlı bir ağacım' diyor. 'Senin çocukluğun benim gençliğimdi.' 

10 Ekim 2016 Pazartesi

Pazartesi Motivasyonu


Zaman öldürmek yerine bir şeyler yapın; çünkü zaman sizi öldürüyor.” Paulo Coelho

Haftanın ilk gününe güzel bir motivasyonla başlamaya ne dersiniz? 

*Yazıyı bir youtube videosundan sizler için derledim.

7 Ekim 2016 Cuma

Tavada Çakma Pizza


Sabahki ders erken bitince koşa koşa eve geldim. Hemen yastığıma yorganıma sarıldım. (Aksi beklenilemez zaten.) Bir saat kadar uzandım telefonla oyalanarak. Sonra da kalkıp pizzamsı bir şey yaptım öğle yemeği niyetine. Kendim yaptım diye demiyorum çok güzel olmuş. Tam benim sevdiğim gibi ince ve çıtır. Aynı zamanda oldukça da pratik. Sağlıklı, lezzetli, her bütçeye uygun bla bla bla.

4 Ekim 2016 Salı

Bir Yudum Kitap


Geçenlerde bir blogger arkadaşımızın sayfasında görmüştüm bu başlığı. Kim olduğunu şu an hatırlayamıyorum ama teşekkür etmek istiyorum kendisine burdan. Çünkü onun vesilesiyle varlığından haberdar olduğum bu platform sayesinde güne daha bir güzel başlıyorum. Her sabah birbirinden güzel roman ve hikayelerden kısa kısa pasajlar düşüyor e-posta kutuma. Sıcacık bir günaydın mesajı eşliğinde. Ben de afiyetle ve heyecanla okuyorum her pasajı. Umarım sabahları bize söylediği gibi hep var olur biryudumkitap.com ve güzel ekibi 🙂