Kuzenimle bizim evin önüne geliyoruz. Girişte yabancı biri var. Yanından geçerken soramıyorum kim olduğunu çünkü elindeki silahın büyüklüğü beni ürkütüyor. Birkaç eşyanızı alıp hemen evden çıkın diye emir veriyor bize. İliklerimize kadar hissediyoruz o korkuyu, çaresizliği.
Üzerimize birer ceket alıp çıkıyoruz evden. Sonra dayanamayıp soruyorum: -Siz kimsiniz? Ağzına yayılan gülümsemeye engel olamadan cevaplıyor: -Biz hayırlısı ile kürdistanı kuracak olanlarız. Hiçbir şey diyemiyorum. Şoktayız adeta. Nereye gideceğimizi bilmeden yürümeye başlıyoruz sokakta. Sonra karşı sokaktan gelen bir grup silahlı adam görüyorum. Yan sokakta da alnından vurulan bir teyze... Ara sokağa dalıyoruz hemen. Kuzenim koşmaya başlıyor birden. Arkasından bağırıyorum ama nafile. Koşup yetişmem lazım ona. Yalnız kalamam. Ahh kahretsin kayboldu bile gözden. Yine de durmamalıyım. Koşabildiğim kadar koşmalıyım. Derken önünde olduğum bir bina çok dikkatimi çekiyor. Sanki her şeyden uzak olan bu yer bana güven veriyor. İçeriye giriyorum. Hani bilim-kurgu filmlerinde insanları dondurup belirli bir zaman sonra uyandırıyorlar ya o makinelerle dolu bir yer burası. Kendimi de bir makinenin önünde gerekli işlemler yapılırken buluyorum. Kodlamalar tamam son 5 saniye diyor bir görevli binanın kırılan kapısının çıkardığı ses eşliğinde. Sonra yanımdaki görevliye soruyorum: -Uyanacak mıyız? Güven veren bir ses tonuyla: -Hepiniz uyanacaksınız, bunu ben yapacağım,diyor. İçimi kaplayan huzurla gözlerimi kapıyorum. Ve gerçek dünyada uyanıyorum.
Üzerimize birer ceket alıp çıkıyoruz evden. Sonra dayanamayıp soruyorum: -Siz kimsiniz? Ağzına yayılan gülümsemeye engel olamadan cevaplıyor: -Biz hayırlısı ile kürdistanı kuracak olanlarız. Hiçbir şey diyemiyorum. Şoktayız adeta. Nereye gideceğimizi bilmeden yürümeye başlıyoruz sokakta. Sonra karşı sokaktan gelen bir grup silahlı adam görüyorum. Yan sokakta da alnından vurulan bir teyze... Ara sokağa dalıyoruz hemen. Kuzenim koşmaya başlıyor birden. Arkasından bağırıyorum ama nafile. Koşup yetişmem lazım ona. Yalnız kalamam. Ahh kahretsin kayboldu bile gözden. Yine de durmamalıyım. Koşabildiğim kadar koşmalıyım. Derken önünde olduğum bir bina çok dikkatimi çekiyor. Sanki her şeyden uzak olan bu yer bana güven veriyor. İçeriye giriyorum. Hani bilim-kurgu filmlerinde insanları dondurup belirli bir zaman sonra uyandırıyorlar ya o makinelerle dolu bir yer burası. Kendimi de bir makinenin önünde gerekli işlemler yapılırken buluyorum. Kodlamalar tamam son 5 saniye diyor bir görevli binanın kırılan kapısının çıkardığı ses eşliğinde. Sonra yanımdaki görevliye soruyorum: -Uyanacak mıyız? Güven veren bir ses tonuyla: -Hepiniz uyanacaksınız, bunu ben yapacağım,diyor. İçimi kaplayan huzurla gözlerimi kapıyorum. Ve gerçek dünyada uyanıyorum.
Haberleri gördükçe ben de çok üzüldüm hala üzülüyorum rüyamda askerler görüp duruyorum:(
YanıtlaSilSonumuz hayırlı olsun :(
Silhiç hayırlı olcak gibi durmuyor.sadece birer sayı gibi evlatlarını analar toprağa gömüyor:;(
SilHayırlara vesile olsun
YanıtlaSilAminnn
Sil