Yeni bir şehir, yeni bir başlangıç, yeni insanlar. Ve benim bu yenilere karşı olan ihtiyacım. Ailemden uzaklaşma, biraz kafamı dinleme, kendi ayaklarımın üzerinde durmak için çabalama isteği. Bunlar itti beni Muğla'ya gitmeye. 30 tane üniversite yazabileceğim listeye tek bir tercih yazarak hem de.
Gerçi inanmıyorlar böyle söyleyince. - Nee tek bir tercih mi! Deli misin sen? demekten alıkoyamıyor kimse kendini. Deliydim belki, bilemiyorum. Ani verilmiş bir karardı zaten. Oldu bittiye geldi. Sanki uçan bütün balonları kapmışlar da bana da en azından elimde bir şey olsun diye patlamış balonu vermişler gibiydi. Tabi bu balonu reddetmek yerine eline alan bendim. Herkes kendi yaptığı seçimlerden kendi sorumlu sonuçta. Ama düşününce iyi de oldu o balonu almak. Farklı renkler, farklı sesler olduğunu en önemlisi de kendimi tanımaya başladığımı gösterdi. Zaten birkaç şişirme denememden sonuç alamayınca daha da zorlamadan kabul ettim onu böyle. Anladım ki her şey mükemmel olmak zorunda değilmiş. Önemli olan elimizdekinin kıymetini bilmek, onunla mutlu olmaya çalışmakmış.
Hoşçakalın :)
senin için bu kararın güzel olmasını dilerim:) muğla ha benim üniversiteye komşu şehirdesin:)
YanıtlaSilteşekkürler oldu bile :) öyle mi ne güzel :)
SilBenim gidiş nedenide seninkine benzer benimkide güzel olur inşallah:)
Silşunuda söyleyeyim blog teman çok hoş:)
YanıtlaSilçok teşekkür ederim, bloguma hoşgeldin :)
SilBende benimkine beklerim.yazılarımı beğenmeni umarım:)
SilKararlarını kendin alman kadar güzel bir şey yok. Bu iyi ya da kötü.
YanıtlaSilBelki de bu kez patlak bir balon yerine rengarenk güzel balonlar ile bezenir hayatın.
Mükemmel diye bir şey yok aslında. Düşününce hep daha iyisi vardır çünkü.
Bırak su yolunu bulsun ..
Haklısın, yanlışsa da benim yanlışım diyebilmek bile önemli. Yorumun için teşekkür ederim. Hoşçakal :)
Sil