Ayy yeter oku oku nereye kadar biraz da alışveriş yapmak lazım dedim ve izinli saydım bugün kendimi. Zaten giyecek bir şeyim kalmadı. Var ama yok işte, bilirsiniz. Mağazalarda da durum aynı. Çok şey var ama yok.
Oraya da baktım buraya da baktım ya çok pahalı ya da bedava verseler almayacağım türden şeyler çıktı hep karşıma. Ama eve elim boş dönmedim tabii. Biri mor biri pembe olmak üzere iki kazak bir de hangi renk olduğu konusunda en ufak bir fikrimin bile olmadığı bir sweat aldım. Ayrıca biten eyelinerımın yerine yenisini bir de soğuk suyla bulaşık yıkamaktan çatlayan ellerime bakım kremi almayı unutmadım. (Artık bulaşık eldiveni de kullanmaya başladığım için ellerim en kısa zamanda eski haline geri dönecek) Alışverişim bitince de oturup bir güzel karnımı doyurdum. Fakat restoranda başıma ilginç bir şey geldi. Masayı toplarken garson “Çok naif naif yediniz hanımefendi, en iyisini siz yapıyorsunuz böyle yavaş yemekle. Yanlış anlamayın lokmalarınızı saymadım da sadece dikkatimi çektiği için söylemek istedim” dedi en kibar haliyle. Bir şaşırdım kaldım tabii, cevap vermek adına “Genelde böyle yiyorum ben” dedim. “Gerçekten en iyisini yapıyorsunuz” dedi tekrar. Ben hala şaşkın olduğumdan “Bir yandan iyi evet” deyip sustum. “Bir yandan iyi dediniz peki diğer yandan?” diyince adam cümleyi tamamlamak zorunda kaldım. “Diğer yandan kötü çünkü arkadaşlarımla beraber bir şey yediğimizde en sona ben kalıyorum ve sonra da beni beklemek zorunda kaldıkları için acele ettiriyorlar, rahat rahat yiyemiyorum” dedim. “Anladım hanımefendi, çayınızı açık mı alırdınız” dedi. Sonra çayı getirirken de “Açık içtiğinize göre şekersiz içiyorsunuzdur herhalde” diyince daha da şaşırdım. Sen çayı boşver kahve içeyim de falıma bak dememek için zor tuttum kendimi. Neyse çayı içtim hesabı ödemek için kalkıyordum ki “Umarım korkutmadım sizi, tahminlerim genelde tutar da” dedi. Yok sorun değil falan filan diyerek sıvıştım hemen. Korktum mu yoksa sadece şaşırdım mı bilemiyorum. Sanki o benim uşağımmış ben de onun hanımıymışım gibi davranması çok garibime gitti. Ya da daha önce garsonlardan böyle kibarlık ve ilgi görmemiş olmamdan kaynaklıyordur bu garipseme. Bugünü de böyle geçirdim işte. Yarın içinse kendime izin vermediğimden bir an önce uyumam lazım. Hoşçakalın :)
Notlardan sonra sana hediye gibi olmuş:)
YanıtlaSilAynen öyle oldu valla :)
SilÖyle bir hız çağında yaşıyoruz ki doğru yemek yiyen birini görünce dikkatini çekti demekki....
YanıtlaSilEvet millet yemek yerken bile aceleci artık hiçbir şeyin tadını çıkarmaya çalışmak yok...
Sil"Sen çayı boş ver kahve içeyim de falıma bak." ahahahaha
YanıtlaSilHahahaha ne yapayım kimse benim falıma bakmıyor ki :(
SilGarson ilginçmiş sahiden de.
YanıtlaSilVe bana denk gelmese olmazdı :)
SilBu kadar dikkatli bir garson ilginç hakikaten:) Aldıklarını güle güle kullan, giy.
YanıtlaSilSevgiler. :)
Evet bir de yemek yerken o kadar etrafa bakınmıştım ama hiç görmedim onu. Teşekkür ederim, sevgiler :)
Silgerçekten Çok dikkatliymiş :) pek böyle garsonlar yoktur :) aldıklarını da güle güle günlerde kullan
YanıtlaSilBen de ilk defa gördüm böylesini :) teşekkür ederim :)
SilAldıklarını ıyı gunlerde kullan ama ben etkıleyen garson oldu :) Takdır tebrık ne varsa ettim adamı :)
YanıtlaSilKahve söylesem falda bakarmısınız deseydin çok hisli biriymiş sansınızı kacırmıssınız :)
Teşekkür ederim. Belki buraya yazıldığını bile hissetmiştir kim bilir, bir dahakine yakalarım o şansı artık :)
SilKışın bulaşıkları durulamak fenadır. Eldiven rahatsızlık verir ama işe yarar. İhmal etmemek lazım... Bir gün benim de başıma geldi benzer bir muhabbet. Gerçi ben okulu ekmemiştim ;) İnsan davranışlarından Diyarbakır Surları mı daha uzun yoksa İstanbul Surları mı konusuna geçiş yapmıştık. Gerçi ben yalnız değildim... O yüzden rahat geçmişti konuşma;) Sevgiler.
YanıtlaSilHem de ne fena. Eldivenle kavga ediyoruz adeta. Hahaha biraz uzun boylu bir konuşma olmuş. Yalnız olmayınca insanın daha bir konuşası geliyor zaten. Sevgiler :)
Silha haaaa tatlı bi anı yaaa :)
YanıtlaSilEvet az biraz şekerli sayılır :)
Sil